Dağcılık tarihi

Henüz adı koyulmamış dağcılık tarihinin tahmini başlangıcı, eldeki bulgulara göre Milattan Önce yaklaşık 5000 ile 6000’li yılları arasıdır. Ancak bazı araştırmacılara göre çok daha öncesine, insanlık tarihine kadar dayanır.

Falcılığın kökeni ise Çin’deki uygarlığın başlangıcına kadar uzanır.
Çin’in kayıtlı tarihinde Shang Hanedanlığı dönemi, Çin halkının kaderine ilişkin kararlarda kehanetin ön planda olduğu bir dönemdi. Kahinler, yanmış bir kaplumbağa kabuğundaki veya bir öküzün kürek kemiğindeki çatlakların şeklini yorumlayarak kehanet yaparlardı.

Bunun yanında, rahiplerin yorumları da halk için çok önemliydi. Hanedanlıkları ve halkları yönlendirmede çok etkiliydiler. Rahipler nereye giderse halkta arkalarından gidiyordu. Böylece, kahinlerin kehanetlerine rahiplerin inanç ve düşünceleri de katıldı.

antik dagcilik cin

Dağcılık tarihi adına atılan ilk adımlar

Dağcılık tarihine bakıldığında kutsal sayılan her dağın zirvesine zorlu halk tırmanışların yapıldığı görülür. O dönemlerde, dağların zirveleri bölge halkları için kutsal sayılırdı. Çünkü bu bir inanç şekliydi.

Kahinler geleceği dağların zirvelerinden göreceklerine inanıyor, çok zorlu zirvelere halkı peşlerinden sürüklüyorlardı. Ancak halk bunu bir tür inanç ayini olarak görüyor ve zorlu zirvelere çıkmak için hiç bir fedakarlıktan kaçınmıyordu.

Fallara ve kehanetlere inanan halk, zirveye taşıdıkları bir avuç topraktan medet umar, fal baktırmak için kahin veya rahipler önünde sıraya girerlerdi. Sırası gelen kendi için bakılacak fal için yanında getirdiği toprağı kahinlere verirdi.

Kahinler, kendilerine verilen bir avuç toprağı havaya atar, yere düşen topraklardan oluşan şekillere bakarak çeşitli kehanetler yaparlardı.

Kahinler, rahipler ve halk her seferinde daha yüksek dağların zirvelerine tırmanmaya başladılar. Zirve yükseklikleri arttıkça gelecek çok daha net görünecek inancı, çok sayıda kutsal zirvenin ortaya çıkmasına neden oldu.

Dağcılık tarihinde geleceklerini görmek adına halkın büyük gruplar halinde çok riskli ve çok ağır şartlar altında günlerce süren zorlu mücadeleler sonucunda rahipler tarafından kutsanmış dağların zirvelerine tırmanmaları, dağcılık tarihi adına atılmış ilk adımlardı.

Ağrı dağı

Kahinler rahipler ve kutsal zirveler

Dağcılık tarihinde zirvelere ilk tırmanışlar, insanların kutsal olduklarına inandıkları dağlara ziyaretleri ile başladı.
Yüzlerce yıl önce, Çinliler kutsal olarak tanımladıkları dağların zirvelerine ulaşmak için çeşitli yöntemler kullandılar. Ölümleri pahasına, kayaları oydular, geçitler yaptılar, köprüler kurdular. Tanrılarına, manastırlar ve dev heykeller hediye ettiler. Zirvelerde, Tanrıları için adaklar adadılar.

Geçmişte, Çin ana karası üzerinde yaşayan insanlar için kutsal dağlar çok önemli idi.
Söz konusu dağlar, kutsallık yönünden önemini ve popülerliğini hiçbir zaman kaybetmedi.
Günümüzde de, Çinli kahin ve rahipler halk ile birlikte kutsal olduklarına inandıkları dağların zirvelerine tırmanarak kehanetlerde bulunur, dua eder ve özel ritüel ayinler düzenlerler.

Çin halkı için kutsal olan, Hua Shan (2160m), Shanxi’deki Heng Shan (2017m), Tai Shan (1533m), Song Shan (1500m), Hunan’daki Heng Shan (1300m) gibi dağların zirvelerine, ritüel ayinler yapmak ve geleceği görmek isteyen kahinler, rahipler ve halk hep birlikte çok tehlikeli tırmanışlar gerçekleştirdiler.

Günümüz yüksek irtifa çıkışları öncesinde de, bu tür ayinler yapılmaktadır.
Chomolungma/Sagarmatha dağı (8848m) da bunlardan biridir. Zirve çıkışlarına başlamadan önce, bölge/yöre halkı (Şerpalar) tarafından özel ritüel ayinler düzenlenir. Bu ayinler yapılmadan bölge/yöre halkı zirve çıkışları yapmazlar, çıkışlara eşlik etmezler.

Dağcılık tarihi, Ağrı dağı ve Nuh'un gemisi

Etna dağı Hadrian (Caesar Publius Aelius Traianus Hadrianus Augustus) ve antik dağcılık

Antik dağcılık tarihinin Avrupa tarafında ise adı konmamış dağcılığın ilk adımları atılıyordu.
Eğitimi, çok meraklı ve çok çalışkan oluşu ile tanınan Roma İmparatoruydu; Hadrian (Caesar Publius Aelius Traianus Hadrianus Augustus).

Bir Atina gezisi öncesi, güneşin doğuşunu seyretmek amacı ile Hadrian’ın ekibi ile birlikte 125 yılında gerçekleştirdiği ¹Etna dağı (3350m) zirve tırmanışı, kimi araştırmacılara göre Antik Çağ’da kaydedilen ilk dağcılık faaliyeti olarak kabul edilir.

İnkalar ve And dağları

Dağcılık tarihi açısından orta ve güney Amerika bölgeleri çok farklı bir noktadadır. Antik dağcılık tarihinin Amerika tarafında ise, İnkalıların 1400-1532 yılları arasında çok zor şartlar altında ²And dağları zirvelerine dini tören için tırmanmaları, tarihteki henüz adı koyulmamış dağcılık faaliyetlerine verilecek diğer önemli bir örnektir.

Dağcılık tarihi ve Buz Adam Otzi
Buz adam Otzi

³Avusturya ile İtalya sınırında, Ötztal Alpleri’nin Schnalskamm (dağ sırtı) grubu içinde yer alan ve bir Avusturya dağı olan Similaun’da (3603m), 19 Eylül 1991 tarihinde donmuş bir insan bedeni bulundu.

Helmut ve Erika Simon adında iki Alman turist tarafından bulunan ve “Buz adam Otzi” olarak adlandırılan “Otzi”nin bedeni ve beraberinde bulunan malzemeler üzerinde Innsbruck Üniversitesinde yapılan araştırmalarda, buluntuların 4000 yıl öncesine ait olduğu sonucuna varıldı. Bu keşif dağcılık tarihi açısından çok önemli bir bulguydu.

Diğer yandan, ³Chomolungma/Sagarmatha dağı zirvesinin altından kopan büyük bir buzul parçası içinde bir başka insan bedeni bulundu. Tırmanışta kullanıldığı sanılan bazı parçalar incelendi. Bu incelemeler, Chomolungma/Sagarmatha dağı zirvesine binlerce yıl önce ulaşıldığı tezlerini kuvvetlendirdi.

³Son iki buluntu örneği, dağcılığın binlerce yıl öncesine dayandığının bilimsel birer kanıtı niteliğinde.

Alpinizmin doğuşu

Yakın Avrupa tarihinin çeşitli belgelerine dayanarak, tahmini 1500’lü yılların ilk çeyreğinden sonra maceraperest gezginlerin Alp dağları eteklerinde dolaşmaları ile birlikte dağcılık sporunun ilk adımların atıldığını söylenebilir.

Antik ve yakın tarihe dayanan zaman dilimleri içinde insanlar bulundukları bölgeler üzerinden farklı bölgelere göç ettiler. Alp dağlarında her zaman uzun, zorlu, tehlikeli, riskli yürüyüşler, tırmanışlar ve geçişler yaptılar. Alp dağlarının küçüklü büyüklü zirvelerine çıktılar. Zaman içinde daha yükseklere, çok daha yükseklere tırmandılar.

Aradan geçen uzun bir zaman sonra macera sever gezginlerin bu tür tehlikeli, riskli tırmanışlarına ve buzul geçişlerine bir ad kondu ve Alpinizm (Alpinism) doğdu. Avrupa dağcılığı, Alpinizm kimliği ile Alplerde (1760) başladı.

Günümüzde kullandığımız dağcılık kavramı ise dağcılığın kurucularından biri olarak kabul edilen Cenevreli bir fizikçi, jeolog, meteorolog ve doğa bilim insanı olan Horace Benedict de Saussure’ün Fransa’nın Rhone Alpes bölgesinde bulunan Chamonix kasabasına gelişiyle filizlendi.

Dağcılık tarihi ve Mont Blanc zirvesi

Mont Blanc zirvesi

Bir Alp kaşifi olan Horace Benedict de Saussure, Mont Blanc (4809m) dağının zirvesine baktı. “Bir gün bu zirveye tırmanacağım, tırmanamazsam isem zirve yolunu ilk bulacak ve zirveye ilk tırmanacak kişilere yardım edecek ve ödüllendireceğim” dedi.

Ağustos 1786 yılında, arkadaşlarının kendilerine “Bukalemunlar” dediği iki arkadaş olan Jacques Balmat ve Michel Paccard, Chamonix’den yola çıkarak başarılı bir şekilde Grands Mulet rotası adı verilen rota üzerinden Mont Blanc zirvesine ulaştılar. Bu zirve çıkışı da dağcılık tarihi sayfaları arasında yerini aldı.

Jacques Balmat ve Michel Paccard tarafından gerçekleştirilen bu başarılı tırmanış sonrası Horace Benedict de Saussure kendilerini ödüllendirdi. Bu tırmanış, geleneksel dağcılığın başlangıcı olarak kabul edildi.

Ağustos 1787 yılında, Horace Benedict de Saussure hayaline kavuştu. Jacques Balmat liderliğinde kalabalık bir ekiple Mont Blanc zirvesine ulaştı.

Saussure, vakit geçirmeden deney çalışmaları için zirvede bir kamp kurdu. Hesaplamalara başladı. Mont Blanc rakımını, 34 metre hata ile 4775m olarak buldu. 34m’lik bu hata, o zamanlar için çok çok küçük bir hata idi. Mont Blanc’ın zirvesinde, suyun 86.24 °C’de kaynadığını keşfetti.

Dağların zirveleri, insanlığın var oluşu ile birlikte daima ilgi çekti.
Tanrı’larını ve geleceklerini görmek adına zirvelere tırmanmak, zirvelerin en tepe noktalarına ulaşarak Tanrı’larına yakınlaşmak ve veya geleceklerini görmek, insanlar için zoru başarma duygusunun bir mücadelesiydi.
Çok iyi biliyorum ki bu ve bunlara benzer mücadeleler, insanlığın var olacağı süre içinde de her zaman devam edecek…

dagcilik tarihi YSF 01
Dağcılık tarihi konu içi açıklamalar

¹ Etna Dağı: 1.190 km² alana sahip, Stratovolkan türünde, İtalya sınırları içinde Sicilya’nın doğu kıyısında, Messina ve Katanya’ya yakın bir bölgede bulunan aktif bir yanardağdır. Şu anki yüksekliği 30m kayıpla 3320m/dir. Etna yanardağının zirve yüksekliği, zirvedeki püskürmeler yüzünden belirli zaman dilimleri içinde doğal nedenler ile aşağı veya yukarı yönde değişir.

² And Dağları: 3.371.000km’lik alanı ile dünyanın en uzun sıradağlar zinciridir. Güney Amerika’nın bütün batı kıyısı boyunca uzanır. And Ülkeleri olarak da bilinen Venezuela’dan başlayıp Kolombiya, Ekvador, Peru, Bolivya üzerinden devam ederek Arjantin ve Şili’nin Patagonya topraklarında sona erer. En yüksek noktası 6961m ile Aconcagua’dır.

* Chomolungma: Everest dağının, “Yeryüzünün Tanrı Annesi” anlamına gelen  Tibetçe adıdır.
* Sagarmatha: Everest dağının, “Gökyüzünün Tanrıçası” anlamına gelen Nepalce adıdır.

Andosk Dergi imza

20.09.2017

Andosk Alt Bar 840X100 Kirmizi 3

MAKALE NOTLARI
Araştırma | Yazar :
Sürüm : S1.0
Not(lar) : Bu makale: Konu ile ilgili yapılan 183 sayfalık araştırma çalışmalarının çok kısa bir özetidir.
Fotoğraflar | Videolar :
Kaynak(lar) – Referans(lar) : https://en.wikipedia.org/ | https://www.worldhistory.org/ | https://www.cgtn.com/
Bu Yazıyı kendi ortamınızda yayınlama hakkında bilgi edinmek için buraya tıklayınız.
Bu yazıyı izin almadan kısmen dahi olsa kopyalamayınız, hiçbir ortamda kullanmayınız, yayınlamayınız.
© ANDOSK.COM | Tüm hakları saklıdır.

Okuduğunuz için teşekkürler...

error: İLE DOĞAYI DOYASIYA YAŞAYIN...
Paylaşım noktası
Paylaş
ANDOSK
Test